16 Haziran 2014 Pazartesi

Baba Kenan'a selam KÖFTE abi!


Ömrünü renklere adamış insanlar vardır. Hayat o insanlar için sadece o renklerdir. O renkler göklerde olsun gerekirse ‘can’dan da vazgeçilebilir. O’nun renkleri BEYAZ ve LACİVERTTİ. Kalbini BEYAZ bir MARTI’YA vermişti. BEYAZ MARTI nereye kanatlansa O da peşinde gider, nerede durursa O da orada dururdu. Delikanlıydı; BEYAZ MARTI’ya zarar gelmesin diye vücudunu siper ederdi. Korkusuzdu; BEYAZ MARTI’nın göğe yükselmesi için boğazı patlayana kadar bağırırdı. Büyüklerine saygılıydı; üstatlar, BEYAZ MARTI’nın böyle sevdalıları olduğu için mutlu oluyordu. Sevgi doluydu; miniklerin yeni başlayan karşılıksız sevdaları O’nu gördükçe daha da alevleniyordu. Duygusaldı; BEYAZ MARTI ufacık dahi bir yara alsa kimi zaman gözyaşlarını tutamıyordu. Güvenilir bir ağabeydi; gençler onunla omuz omuza yürürken o güveni iliklerine kadar hissediyorlardı.  Güzel bir babaydı; cennettin kapıları babalar gününde açıldı…

Ben sadece uzaktan tanıyabildim O’nu, 3-4’ü geçmeyecek ne yazık ki sohbetimiz. Ama O bana bu satırları yazdırabilen bir ömür yaşadı. “Önemli olan da ne kadar yaşadığın değil, yaşadığın süre içerisinde çok şey yapabilmektir” zaten öyle değil mi!.. Ve O, Sarıyer Spor Kulübü var oldukça isterse yüzyıllar geçsin yaşayacak; tribünlerden “Bu alemde kral SARIYERLİ KÖFTE” sesleri yükselecek. Baba Kenan’a, Salih Paşa’ya, Cavit Toprakiş’e, Yakup Kaptan'a, Burhan Odabaşı'na, Şener Çınar'a ve ömrünü Sarıyer’e adamış cennetteki herkese selam söyle abi…

27 Mayıs 2014 Salı

İşkence yapıldı diyenler yalan söylüyor

Yassıada’nın canlı tanıklarından Emekli Korgeneral Salih Acarel diyor bunu. İdam kararları karşısında şok olduklarını, 16 ay boyunca cumhurbaşkanı, başbakan ve milletvekilleriyle arkadaş olduklarını söylüyor. "Tokat atmayı bırakın yanlarına giderken titrerdik" ifadesini kullanıyor.

27 Mayıs 1960 sabahı Türkiye, Kurmay Albay Alpaslan Türkeş’in sesiyle uyandı: “Dün gece yarısından itibaren bütün Türkiye’de; deniz, hava, kara Türk Silahlı Kuvvetleri el ele vererek memleketin idaresini ele almıştır. Bu hareket silahlı kuvvetlerimizin müşterek işbirliği sayesinde kansız başarılmıştır.”
10 yıldır iktidarda olan Demokrat Parti düşürülmüştü; cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, milletvekilleri tutuklanmıştı…
Türk milleti için ‘Yassıada saati’ dönemi başlayacaktı... 

Demokrat Parti dönemine, Yassıada’ya ve yargılamalara dair yüzlerce kitap çıkacak ama bazı olayların üzerinden sis kalkmayacaktı...

Geçen hafta bir orgeneralimizi toprağa verdik; adı Teoman Koman’dı. Yassıada’da Adnan Menderes’e tokat attığı söyleniyordu. Peki böyle bir şey gerçekten yaşanmış mıydı? Bunu ve Yassıada’da yaşanan diğer olayları bize kim anlatabilirdi…
Emekli Korgeneral Salih Acarel, Yassıada için seçilmiş kişiler arasındaydı, teğmen ve bölük komutan vekiliydi. Anılarını bir kitapta toplamıştı ama Salih Paşa’nın sanki yine kapısını çalmak gerekiyordu. Paşa’ya sorduk o anlattı; gözleri de doldu, geçmişe şöyle bir bakıp tebessüm de etti…


Öncelikle gündemden bir soruyla başlamak istiyorum. Geçen hafta kaybettiğimiz Teoman Koman, Adnan Menderes’e tokat attı mı gerçekten?
Teoman Koman Paşa lalettayin bir insan değildi. Onun isim babası Kurtuluş Savaşı’ndan sonra İstanbul’a ilk giren Şükrü Naili Paşa’dır; Teoman Paşa’nın eniştesi olurdu. Hava Kuvvetleri Komutanı Ethem Ayan onun amcasıdır. Ben onun yakın arkadaşıydım ve bunlarla iftihar ederdim; 1950 yılından ölümüne kadar.  Teoman Koman Paşa asil insandır asil, bir tek eri üzmüşlüğü yoktur. Bilgi dehasıdır Teoman Koman; karıncayı incitmemiş bir adamdı. Tokat attı lafı onun yanından geçemez. Biz Yassıada’ya ilk gün gitmedik, 15 gün sonra gittik ve grup olarak gittik.
Orada 85 subay 98 astsubay görev yaptı. Çoğunluk denizcilerdeydi. Orada herkes birbirinin gözünün içine bakıyordu, herhangi bir olumsuz vaka meydana gelmesi mümkün değildi. Yassıada’nın içini kimse görmedi, göremedi. Tel örgünün içine kimse giremezdi, mahkeme salonu tel örgünün dışındaydı, içeride biz vardık! Orada bulunan teğmenden yüzbaşısına  kadar subaylar 24 saat tutuklu vekillerin başında nöbetçiydi. Onların bir dediği iki edilmiyordu. Çok laflar söylendi, çok hurafeler çıkarıldı; şimdi yarım asır geçti üzerinden ama şunu belirteyim Yassıada’da demokrasiye aykırı bir şey olmadı.

Yassıada belgesellerinde genelde tutukluların yakınları “Fotoğraflarda zorla gülüyorduk” gibi ifadeler kullanıyor. Bunlar hakkında ne diyeceksiniz?
Ben orada yaşamış bir insan olarak, gerek bu söylemlere, gerek sizin bu sorunuza hayret ediyorum. Orada görev yapan teğmenlerin, üsteğmenleri birçoğu orgeneral, korgeneral oldular. Bunlar iyi insanlar, görevini layıkıyla yapan insanlardı. Karşısındaki insanlara zorla bir şey yaptıracak kişiler değillerdi.
Ne olursa olsun bana göre hiçbir insan ölümü hak etmez. İdam kararları verildiği zaman askerin tutumu ne oldu, nasıl karşıladınız?
Hiç bunu ummuyorduk. Karar açıklandığı zaman şok olduk. Biz bakanlarla, milletvekilleriyle, başbakanla, cumhurbaşkanıyla 16 ay boyunca beraberdik ve arkadaş olmuştuk artık. Tüm arkadaşlarla kararı öğrenince çok üzüldü; üzülmez olur muyuz!...  
Yine Menderes’le ilgili çok dillendirilen bir iddia var. Adnan Menderes’in duruşmalarda sönük olmasının uykuya daldığı anda uyandırıldığından kaynaklandığı iddia edilir?
Menderes’in odasına girip onu yapacak adam anasının karnından doğmadı. Kapısında küçük bir pencere vardı. Büyük rütbeliler içeridekini kontrol ederdi. İçeride teğmen ve üsteğmenler bulunurdu, Menderes onlarla arkadaş gibi otururdu. Genç bir subayı düşünsenize bir de; hayatında orgeneral, başbakan, cumhurbaşkanı görmemiş. Bu teğmenler nasıl işkence yapsın. Biz Menderes’in yanına giderken ayaklarımız titrerdi saygıdan. Bunu söyleyenler yalan konuşuyor. Ben Menderes’in odasına girdiğim zaman ayakta bir saat bekledim. Otur dedi oturmadım.
Ama sadece siz değil onlarca teğmen giriyordu; içlerinden bazıları yapmış olamaz mı?
Yapamaz, mümkün değil.
Bebek ve Köpek Davaları’nı asker nasıl karşıladı?
Herkesin yaptığı gibi biz de gülüyorduk. Çok komik bir durumdu bu yargılama.
Salim Başol’un tavırlarının aşağılayıcı olduğu düşünülüyor.
Salim Başol’un öyle bir tavrı olmamıştır, konuşma üslubu odur. Ne yapmış, küfür mü etmiş Salim Başol.
Kore’ye asker gönderilme kararından ordu rahatsız olmuş muydu?
Hayır, Türk askeri için cepheye gitmek bayramdır.

KISA KISA

Menderes’in odası kolonya kokardı
Adnan Menderes’in İmralı’ya gittiği akşam odasına girdim. Kesif bir kolonya kokusu vardı. Kolonyayı çok sever vücudunu kolonya ile ovardı.
Bayar’ın intihar sebebi film
Celal Bayar’ın intiharına bir parodi sebep olmuştu. Bayar çok onurlu insandı. Adaya gelişlerini filme almışlar. Bu gururuna çok dokundu.
Koraltan Napolyon’u okuyordu
Refik Koraltan, Napolyon adlı bir kitap okuyor, yanına derkenar olarak aynı fikirdeyim diye yazıyordu.


 *12 Eylül’ü tasvip etmiyorum.
*Tarık Güryay efsane bir komutandır.
* Yassıada’da vekillerin gelişi filme alınmıştı. Bu Celal Bayar’ın guruna çok dokunmuştu.
*Biz çok gençtik, 24 yaşındaydık. Bazı şeyleri değerlendiremiyorduk.


NOT: Bu röportaj Aralık 2013'te yapılmıştır. Salih Acarel 27 Mart 2014'te vefat etmiştir)