Ömrünü renklere adamış insanlar vardır. Hayat o insanlar
için sadece o renklerdir. O renkler göklerde olsun gerekirse ‘can’dan da
vazgeçilebilir. O’nun renkleri BEYAZ ve LACİVERTTİ. Kalbini BEYAZ bir MARTI’YA
vermişti. BEYAZ MARTI nereye kanatlansa O da peşinde gider, nerede durursa O da
orada dururdu. Delikanlıydı; BEYAZ MARTI’ya zarar gelmesin diye vücudunu siper
ederdi. Korkusuzdu; BEYAZ MARTI’nın göğe yükselmesi için boğazı patlayana kadar
bağırırdı. Büyüklerine saygılıydı; üstatlar, BEYAZ MARTI’nın böyle sevdalıları
olduğu için mutlu oluyordu. Sevgi doluydu; miniklerin yeni başlayan karşılıksız
sevdaları O’nu gördükçe daha da alevleniyordu. Duygusaldı; BEYAZ MARTI ufacık
dahi bir yara alsa kimi zaman gözyaşlarını tutamıyordu. Güvenilir bir ağabeydi;
gençler onunla omuz omuza yürürken o güveni iliklerine kadar hissediyorlardı. Güzel bir babaydı; cennettin kapıları babalar
gününde açıldı…
Ben sadece uzaktan tanıyabildim O’nu, 3-4’ü geçmeyecek ne
yazık ki sohbetimiz. Ama O bana bu satırları yazdırabilen bir ömür yaşadı. “Önemli
olan da ne kadar yaşadığın değil, yaşadığın süre içerisinde çok şey yapabilmektir”
zaten öyle değil mi!.. Ve O, Sarıyer Spor Kulübü var oldukça isterse yüzyıllar
geçsin yaşayacak; tribünlerden “Bu alemde kral SARIYERLİ KÖFTE” sesleri
yükselecek. Baba Kenan’a, Salih Paşa’ya, Cavit Toprakiş’e, Yakup Kaptan'a, Burhan Odabaşı'na, Şener Çınar'a ve ömrünü Sarıyer’e
adamış cennetteki herkese selam söyle abi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder