U-17 Milli Takımımız Avrupa Şampiyonası yarı finalinde Fransa karşısında Abdülkadir'in harika golüyle 1-0 öne geçiyor...
Fenerbahçe, Gökhan Emreciksin'le birlikte Ankaragücü'nden "Geleceğin Gerrard'ı" olarak gösterilen, Avrupa'da geleceğin yıldızları listesinde ilk 10 futbolcu arasında yer alan Abdülkadir Kayalı'yı kadrosuna kattı...
18 yaşındaydım, futbolla yatıp-kalkan biri olarak genç futbolcular daha da ilgimi çekiyordu ve hepsinin bir an önce sahnede olmasını istiyordum. Abdülkadir Kayalı yaşıtımdı ve F.Bahçe'ye transfer olmuştu. Onun hakkında daha önce yaptığım araştırmalardan Manchester City geçmişi olduğunu ve Avrupa'da birçok talibi olduğunu biliyordum. Bu transfer yalnızca beni değil futbol kamuoyunu da heyecanlandırmıştı... Herkes onu Sarı-Lacivertli formayla Kadıköy'ün çimlerinde görmek istiyor, forumlarda taraftarlar bunu sürekli dile getiriyor; ama o piyasaya çıkmıyordu. Çünkü gelir gelmez arka adalesi, yıllardır yapılan yanlış yüklemelere dayanamamış ve patlak vermişti. İşte kardeşimle hikayem tam da burada başlıyor...
Tesislerde aynı odayı paylaştığı 'Emre abisi' (Belözoğlu) tedavi için masör Aytekin Yılmaz'a gitmesini önerdi. O da doğru Aytekin'in evinin yolunu tuttu...
Aytekin Yılmaz kiracımızdı, futbol aşkıyla yanıp tutuşan bir genç için de bulunmaz bir nimetti. Doğal olarak ondan çıkmıyordum. Yine Aytekin'i esir aldığım günlerden biriydi. Kapı çaldı, içeriye bir 'Anadolu delikanlısı' girdi, evet o kişi 'Genç Abdülkadir'di. Merakla oynamasını beklediğim, seyretmek için can attığım bu genç futbolcuyu karşımda görünce, soru yağmuruna tutttum; o da 'içtenlikle' sorularımı cevaplamaya çalışıyordu. 17 yaşında F.Bahçe'ye transfer olmuş 'çocuk'ta şımarıklığın 'ş'si yoktu. Daha sonra Abdülkadir tedavi için koltuğa yattı, Aytekin'in kurduğu ilk cümle "Sen yıllardır bu adaleyle nasıl top oynuyordun, olağanüstü bir tekniğin var herhalde" oldu. Bu söz beni daha da heyecanlandırmıştı, onun futboluna karşı...

Gel zaman git zaman bizim muhabbetimiz artıyor, Abdülkadir 'Apo' oluyor, tedavisi de iyiye gidiyordu. Tedavi biterken Apo bizim evin bir çocuğu, benim yakın arkadaşım olmuştu artık. Neredeyse haftanın 5 gününü birlikte geçirdiğim bu adam F.Bahçe'de oynuyordu, altında arabası vardı; ama ne 'kızlarla' işi vardı ne de gece kulüpleriyle... Çok çalışıyor, sadece futbolu ve F.Bahçe'de oynamayı düşünüyordu. Türkiye Kupası'nda sadece Altay karşısında 15 dakika süre alabildi; ne Aragones, ne de Daum şans verdi ona.
Bir buçuk yıllığına kiralandığı İstanbul Belediye'de de 22 maçta görev verildi Abdülkadir'e. Ümit Milli Takım'da döktürse de Abdullah Avcı'nın ilk tercihi olmadı hiçbir zaman, sakatlıklar da peşini bırakmadı yine. 2011 yazında Fenerbahçe'ye geri döndüğünde çok sevdiği Aykut hocası, "Çok az oynamışsın Apo" dedi. "Geleceğin Gerrard'ı" olarak Ankaragücü'nden güç bela alınan Abdülkadir, Sezer Öztürk transferinde 'Artı' olarak kullanıldı: Para artı Abdülkadir... Oysa sadece 15 dakika şans verilmişti.
Apo, çok üzgün şekilde ayrıldı F.Bahçe'den. Küçüklüğünden beri hayalini kurduğu takıma gelip, oynamadan ayrılmak 'koyuyordu' en çok...
İstikamet Eskişehir'di. Kırmızı-Siyah günler çok parlak başlamıştı. Teknik direktör Bülent Uygun, "Sen büyük topçusun oğlum. Benim sana bir şey dememe gerek yok, istediğin gibi oyunu yönlendir" diyordu. Apo da içinden " Oh sonunda" çekiyordu. Fakat "3 Temmuz"da piyango Abdülkadir'e de vurdu. Bülent Uygun'un gözaltına alınmasıyla takımın başına Skibbe'nin getirilmesi Abdülkadir'in rüyasını kabusa çevirdi. Skibbe ile anlaşamayınca, Eskişehir'le sözleşmesini feshetti, transferin son günü Ordu'yla anlaştı.
Kampa geç katılması nedeniyle Ordu günleri, zor başladı. Teknik direktör Metin Diyadin, kendisini çok beğeniyordu ama kampı birlikte geçirmedikleri için Apo'yu kenarda oturtuyordu taa ki istifasına kadar. İstifasından önceki son maçta Abdülkadir'e şans verip, öyle ayrıldı Ordu'dan Metin Diyadin.
Apo için, artık Hector Cuper'li günler başlayacak, oynadığı her maçta takım kazanmasına rağmen, Cuper ona çok az süre verecekti. Geride bıraktığımız sezon da Abdülkadir için bir hayal kırıklığı oldu, takım ligden düştü. Taraftar sanki sorumlusu Abdülkadir'miş gibi sosyal medyadan küfürler yağdırdı, idmana gelip hakaretler etti. Abdülkadir 10 lig maçında oynamıştı, daha fazla oynasa belki böyle olmayacaktı; kim bilir...
A Milli takım hariç, Ay-Yıldızlı formayla, tüm kategorilerde kaptanlık yapan, Alper Potuk'un, Gökhan Töre'nin, Batuhan Karadeniz'in, Özgür Çek'in "Kapo"su, kaptanı Abdülkadir... Avrupa'da geleceğin yıldızı olarak gösterilen ilk 10 futbolcu arasında yer alan Abdülkadir... Fenerbahçe'nin transfer etmek için aylarca uğraştığı Abdülkadir... Yazları tatili kısa kesip özel hocayla idmanlar yapan Abdülkadir... Şimdi PTT 1. Lig'de, Türkiye'nin büyük camialarından Boluspor'da. Yeni bir sayfa açtı, daha 23 yaşında, hiçbir şey için geç değil. Kırmızı-Beyaz uğurlu gelir umarım, vurduğun gol olur... Gençliğini gece kulüplerinde değil spor salonlarında geçirmenin karşılığını inşallah alırsın kardeşim...