3 Ekim 2013 Perşembe

Uzaylı Köpek Limonçik

        Sokakta bir gün başıboş gezerken, bu soğuk haftanın da etkisiyle yağmurlu bir hava olduğunu varsayıyorum, belki de tam ısınacak küçük bir köşe bulup sığındığı sırada birileri gelip onu buluyor. Zavallıcık belki de sokaktan daha sıcak bir yere gittiği için mutlu bile olmuştur ama bir gün bir Sovyet uzay aracının içinde aşırı ısınmadan dolayı öleceğini bilse hayatının sonuna kadar üşümeyi tercih ederdi muhtemelen...

Bahsettiğim talihsiz arkadaş, Dünya yörüngesine çıkan ilk canlı olan küçük sevimli köpek, herkesin bildiği adıyla Layka... Aslında Kudryavka, Juçka, Muttnik, Curly gibi bir sürü isim verilmiş ona ama ben en sevimli olanı tercih ediyorum. Limonçik; yani küçük limon...



Geçen akşam nedense birdenbire merak ettim bu uzaya iniş-çıkış meselelerini başladım Amerika ile Sovyetler Birliği arasındaki uzay yarışını araştırmaya. Yok Alman füzesi, İngilizler, Amerikalı bilim adamları derken Sovyetlerin uzaya yolladığı Sputnik 2 aracının içindeki Limonçik o kadar dikkatimi çekti ki devam edemedim daha fazla konu hakkında araştırma yapmaya. Onda takıldım kaldım...


       İlk defa içinde canlı olan bir uzay aracını yörüngeye çıkarmanın sonucunda neler olabileceğini saptamak için bir köpek seçmeye karar vermiş Sovyetler. Hava koşullarına ve açlığa daha metanetli olduklarını varsaydıkları için de bunun bir sokak köpeği olmasına karar vermişler. Sokaktan seçilecek olan herhangi bir köpek... Üç yaşındaki Limonçik ile birlikte iki köpek daha seçilmiş sokaktan; Albina ve Muşka. İçlerinden hangisinin Uzay'a yollanmaya daha uygun olduğuna karar verebilmek için bazı testlere tabii tutulmuşlar. Muhtemelen pek lüks yaşam şartlarına sahip olmasalar da eskiden sokakların tamamına sahip olan bu üç köpeği, Sputnik 2 isimli uzay aracının içine yerleştirilecekleri küçük bölmeye alışabilsinler diye her gün gittikçe daralan kafeslerde tutmaya başlamışlar. Kafeslerin boyutu küçüldükçe köpeklerin huzursuzlukları büyümüş, boşaltım yapmayı durdurmuşlar. Roket kalkışını tecrübe edebilsinler diye uzay aracına benzer bir araca yerleştirilmişler, kalkış sırasında çıkacak sesleri dinlemişler bu esnada nabızları normalin iki katına çıkmış ve kan basınçları yükselmiş. Tüm bu testlerin ardından en dayanıklı köpek olarak Limonçik seçilmiş. Aslında herkesin evi olan sokaklardan alınıp daha önce hiç kimsenin gitmediği simsiyah bir yere tek başına yollanmak üzere seçilmiş...


Uçuş için oksijen zehirlenmesini önleyecek bir yaşam destek ünitesi, sıcaklığın yükselmesi durumunda serinliği sağlayacak bir vantilatör ve yedi gün yetecek kadar yiyecek araca yerleştirilmiş. Yani Limonçik'in Dünya'dan canlı bir şekilde ayrılması için gerekli tüm hazırlıklar tamamlanmış da, peki ya sonrası? Sonrası tabii insanlık adına büyük bir hizmet olan bu projenin faydaları adına bilerek ve isteyerek atlanmış. Canlı bir şekilde evinden ayrılan Limonçik'in nasıl aynı şekilde geri döneceği kimse tarafından hesaba katılmamış. Hatta bir bilim adamı uçuştan önce onu alıp evine götürmüş ve çocuklarıyla oynamasına izin vermiş. ''Onun için güzel bir şey yapmak istedim, yaşayacak çok az zamanı kalmıştı.'' demiş. Aman ne duyarlı! Tüm hazırlıkların ardından uçuş gerçekleştikten 7 saat sonra da araçtan gelen bir yaşam belirtisi kalmamış. Aylar sonra Sputnik 2, Dünya'ya düşüp parçalanmış...

Bir dersimizde Metin Erksan'ın ''Susuz Yaz'' filmini izlerken sahnenin birinde elinde ölü bir köpekle çıkagelen Erol Taş'ı görünce sınıfça irkilmiştik, hatırlıyorum. Hocamız da: '' Üzücü bir durum tabii ama üzerinden yıllar geçtiğini bildiğim için beni o kadar etkilemedi herhalde, yeni çekilmiş bir film olsa daha çok üzülürdüm.'' demişti şakayla karışık. Beni ise eski filmler hep daha çok etkiler...

Konuşamıyor olmak seçim sahibi olamamak demek oluyor bizim yaşadığımız uzayda malesef. Her gün hayvanların sokaklarda maruz kaldıkları zulümleri hepimiz biliyoruz ama ya böylesini? Daha önce kimsenin edinmediği bir tecrübeyi edinmek üzere bir sokak köpeğini görevlendirmek. Hem de sonuçlarını düşünmeksizin. Bir yarış uğruna! Amerika mı? Sovyetler mi? Uzay yarışında kim önde olacak? Bir şeyleri elde edebilmek için bazı şeyleri de feda etmek zorunda olduğumuzu farkındayım, dünyanın düzeni böyle ama Limonçik'i taşıyan Sputnik 2 gerçekten insanlık adına bir fayda sağlamak için mi Uzay'a yollandı? Araştıran herkes öğrenebilir ki daha önce yolladıkları Sputnik 1'in zaferini tekrarlamak ve dünyayı yeniden şaşkına çevirmek için Kruşçev'in emri üzerine hızlıca ve alelade bir şekilde tasarlanmış Sputnik 2 aracı. Söz konusu zaferlerinin süsü ve maskotu olarak da bir köpek atıvermişler içine, nasıl olsa sokak köpeği hesabını kimse sormaz!



Her şeye rağmen bu çalışmaların bir parçası haline getirilen canlıların en az zarara uğrayacak biçimde konuya dahil edilmeleri gerekmez mi? Öğrendiğim sözde insanlık adına büyük bir adım olması beklenen bu hikaye büyük bir utanç kaynağından başka bir şey olamaz. İki ülkenin girdiği yarışın elinde olmaksızın kurbanı olan zavallı bir sokak köpeği, insanlığa yapılan hangi hizmetin arkasına sığınarak ölüme terk edilebilir? Burada Limonçik'in dahil edildiği oyun insanlığa hizmet değil bir gövde gösterisi. Nitekim köpeğin Uzay'a gönderilmesinin sorumlularından biri olan Oleg Gazenko'nun yıllar sonra ettiği sözler de bunu kanıtlıyor: ''Bunu yapmamalıydık... Bu görevden köpeğin ölümüne değecek kadar çok şey öğrenmedik...''  Şimdi bile tüylerimi diken diken eden bu olaya yaşandığı zaman halkın ya da basının tepki göstermemesi de ayrıca üzülecek bir durum. Tabii o zaman dikkate değer olan daha önemli bir konu vardı. Amerika mı? Sovyetler Birliği mi? Bunu bilemiyorum ama bence ikisi de değil, Limonçik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder